Konjonktivit Nedir?​

“Konjonktivit ne demek?” sorusu günümüzde özellikle Kırmızı Göz Hastalığı ile ilgili araştırma yapan kişiler tarafından sorulmaktadır. Temel olarak pembe göz ya da kırmızı göz ile karakterize edilen Konjonktivit, sıra dışı bir sağlık sorunudur. Hastalığın ortaya çıkmasındaki temel etken; göz kapaklarının iç kısmını ve gözün akını kaplayan "konjonktiva" adlı zarın iltihaplanmasıdır. Mükoz yapıya sahip olan konjonktiva zarı normal şartlarda saydamdır ve genellikle gözün beyaz kısmındaki beyaz rengi yansıtır.

Fakat bu bölgede iltihap oluşumu gözlendiğinde, rengi pembeye ya da kırmızıya dönüşür. Gözlerde meydana gelen renk değişiminin asıl sebebi gözün çeşitli bakteriler ya da virüsler tarafından enfekte edilmesi ya da basitçe tahriş olması olabilir. Bunun akabinde, kişinin göz rengi pembeye ya da kırmızıya döner. Kişi sürekli gözünde kaşıntı ve yanma hisseder, ayrıca göz kapaklarını açıp kapatırken zorluk yaşar. Hastalığın ortaya çıkmasındaki tek unsur enfeksiyon değildir.

Yine de, enfeksiyon sebebiyle ortaya çıkan akut konjonktivit durumu genellikle bakterilerden ziyade virüs enfeksiyonuna bağlı olarak meydana gelir. Dolayısıyla kişinin antibiyotik kullanması herhangi bir işe yaramaz. Antibiyotik tedavisinin fayda etmesi için kişiyi enfekte eden organizmanın "bakteri" türünde olması gerekmektedir. Bu tür durumlarda antibiyotik içeren göz damlaları ya da benzeri tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Konjonktivit Bulaşıcı Mı?​

Konjonktivit birçok farklı sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Hastalığın bulaşıcılık seviyesi hangi tür konjonktivit olduğuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Bulaşıcılık oranı en yüksek olan konjonktivit türü ise "enfeksiyon" sebebiyle ortaya çıkan konjonktivittir. Enfeksiyon sebebiyle hastalığa yakalanan kişiler, aynı hastalığı kolaylıkla çevrelerindeki diğer kişilere bulaştırabilirler. Virüsün (ya da bakterinin) bulaştırılması kolaydır.

Zira sağlıklı bir kişi enfekte kişiyle kısa süreli bir temas halinde bulunduktan sonra ellerini gözlerine götürürse bulaş gerçekleşebilir. Bununla birlikte, enfekte kişinin yoğun temas edebileceği yorgan, yastık, havlu gibi özel eşyalara mümkün olduğunca dokunmamak oldukça önemlidir.

Ayrıca enfeksiyon aynı anda iki gözde ortaya çıkabileceği gibi, tek gözde de mevcut olabilir. Bu tür durumlarda enfekte göze dokunduktan sonra mümkün olduğunca diğer göze dokunmamak gerekir. Çocuklara bulaşan konjonktivit genellikle bakteriyel kökenli iken, erişkin bireylerde daha çok virüslerden kaynaklanan enfeksiyon vakalarına rastlanmaktadır.

Konjonktivit Neden Olur?​

Hastalığın ortaya çıkmasında birçok farklı faktör rol oynar. Hastalık, genel olarak gruplandığında; alerjik, viral ya da bakteriyel sebeplerle ortaya çıkar. Dolayısıyla enfeksiyonun kaynağına göre hastalığın sebep olacağı belirtiler de değişir. Genel konjonktivit nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Elleri sabunlu suyla yıkamadan gözlere temas ettirmek.
  • Konjonktivit hastası olan bir kişiyle aynı havuza girmek.
  • Gözlere çeşitli kimyasal maddelerin ya da yoğun güneş ışınının temas etmesi.
  • Gözyaşı üretiminin düşük olması, aşırı rüzgar ya da güneş ışınına maruz kalmak gibi sebeplere bağlı olarak gözlerin fazla kuruması.
  • Kişinin polen, hayvan tüyü ve benzeri alerjik geçmişe sahip olması.
  • Nezle, grip, soğuk algınlığı, farenjit ve benzeri üst solunum yolu enfeksiyonları.

Konjonktivit Belirtileri Nelerdir?​

Konjonktivit durumunu yaşayan kişilerde ortaya çıkan en yaygın belirti gözlerin kırmızı ya da pembe bir renge bürünmesidir. Bu durum sadece tek gözde değil, iki gözde birden de ortaya çıkabilir.

Hastalığa sahip bireylerin gözleri halihazırda enfekte olduğu için gözde akıntı, tahriş, kaşınma ve açıp kaparken zorlanma gibi durumlar meydana gelebilir.

Söz konusu akıntının rengi beyaz, sarı ya da yeşil olabilir. Bakteriyel ve viral enfeksiyon tiplerinde de gün boyu akıntı görülebilir. Bu akıntılar genellikle benzer özelliktedir, ancak viral akıntıların daha sulu bir yapıya sahip olduğu gözlemlenmiştir.

Bakteriyel enfeksiyonlarda ortaya çıkan akıntılar genelde göz kapağı çevresinde ve gözün köşesinde bulunur. Kişi göz kapağını herhangi bir nesneyle ya da dokunarak sildikten sonra kısa süre içerisinde tekrar ortaya çıkar ve göz sulu gözükür. Viral ve alerjik konjonktivite sahip olan kişilerde ise akıntının iltihabı kendi kendine ortaya çıkmaz ve konumu bakteriyel versiyonundaki gibi sürekli gözün köşe kısımları değildir.

Viral enfeksiyonlar her ne kadar kolay geçen ve genelde tedavi gerektirmeyen bir yapıya sahiptirler. Ancak kişinin sahip olduğu belirtiler zaman zaman yüksek ateş, farenjit, grip, soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonları ya da lenf bezlerinde büyüme gibi durumlarla birlikte ilerleyebilir. Kimi zaman ise bu belirtilerden hiçbiri görünmez ve kişinin tek şikayeti göz bölgesinde olabilir. Kişi sanki gözünün içerisinde küçük bir taş parçası varmış gibi hisseder ve gözünde yanma hissi olabilir.

Akut Atopik Konjonktivit ise yapısal olarak diğer iki türden farklıdır. Zira bu durumun ortaya çıkması genellikle mevsimsel, çevresel ve havadaki alerjenlere bağlıdır. Bununla birlikte, diğer hastalık tiplerinde genelde tek göz enfeksiyonu görülürken (diğer göze geçmesi için o göze temas edilmesi gerekir) alerjik konjonktivitlerde ise çoğu durumda iki göz aynı anda enfekte olur. Alerjinin en büyük belirtisi göz kaşıntısıdır. Bununla birlikte kişinin kaşıntıyı geçirmesi için gözlerini ovması genellikle durumu daha kötü hale getirir. Kaşıntıya ek olarak hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hafif nefes darlığı gibi belirtiler görülebilir.

Konjonktivit Çeşitleri Nelerdir?​

Konjonktivit, hastalığa sebep olan etkene göre üç farklı türe ayrılmaktadır. Bunlar Viral, Bakteriyel ya da Alerjik Konjonktivit olarak sıralanabilir. Hastalığın hangi etkene bağlı olarak ortaya çıktığı önemlidir. Zira buna göre hem belirtiler hem de tedavi yöntemi farklılık gösterecektir.

Viral Konjonktivit​

Hastalığın bu türü bir diğer adıyla Adenoviral Konjonktivit olarak da bilinmektedir. Birçok farklı virüse bağlı olarak ortaya çıkabilen bu durum; sıklıkla soğuk algınlığı, nezle ya da grip gibi üst solunum enfeksiyonlarının yaygın olduğu vakitlerde ortaya çıkar. Bu tipteki hastalığın bulaş oranı bakteriyel versiyonuna kıyasla çok daha yüksektir.

Dolayısıyla en çok konjonktivit hastası da bu sebeple viral şekilde enfekte olmuştur. Yine de, bakteri sebebiyle ortaya çıkan türünde kişi tedavi olmadığı takdirde kalıcı göz hasarıyla karşı karşıya kalabilirken, adenovirüsler sebebiyle ortaya çıkan konjonktivitlerde ise kişinin çoğu durumda tedavi görmesine gerek yoktur ve durum birkaç gün içerisinde kendi kendine geçer.

Bakteriyel Konjonktivit​

Bakteriyel konjonktivit bulaşıcı bir niteliğe sahiptir. Hastalığın ortaya çıkmasındaki temel etken bakterilerdir. Viral bulaşa kıyasla daha nadir rastlanır. Bu türdeki hastalığa sahip olan kişilerde görülen en ayırt edici belirti gözde ortaya çıkan açık yeşil (ya da sarı) renkli akıntılardır. Hastalığın tedavi sürecinde ağırlıkla antibiyotik içerikli damlalar ya da kremler kullanılmaktadır.

Konjoktivit hastalığının ortaya çıkmasındaki temel faktörler ise ellerini yıkamadan gözlere dokunmak, sağlıklı olmayan makyaj ürünleri kullanmak ya da kalabalık bir ortamda başka bir kişiden kazara virüsü kapmaktır. Bakteriyel kırmızı göz hastalığı oldukça ciddiye alınmalıdır. Zira hastalığın tedavi edilmediği durumlarda kişinin gözlerinde kalıcı hasarlar meydana gelebilir.

Alerjik Konjonktivit​

Alerjik konjonktivit, halk arasında bilinen adıyla göz nezlesi, hastalığın diğer türleriyle kıyaslandığında bulaşıcı bir niteliğe sahip değildir. Hastalığın ortaya çıkmasındaki temel unsurlar ağaçlardan yayılan polenler, hayvan tüyleri ya da dışarıdaki tozlardır. Dolayısıyla hastalığın mevsimsel ya da çevresel sebeplerden ortaya çıkma ihtimali bir hayli yüksektir.

Bununla birlikte, halihazırda alerjik astım ve benzeri alerjik hastalıklara sahip olan kişilerde bu durumun görülme ihtimali daha fazladır. Göz nezlesi yaşayan kişilerin şikayetlerini hafifletmek için doktor tarafından reçete edilen gözyaşı üreten, iltihap önleyici ve iyileştirici özelliğe sahip olan damlalar kullanılabilir.

Konjonktivit Tanı Yöntemleri Nelerdir?​

Söz konusu enfeksiyonun tanısını koymak oldukça basittir. Kişinin öncelikle bir göz doktorundan randevu alması gerekir. Hastalık genellikle kendisini dışarıdan belli eden bir yapıda olduğu için, ciddi testlere ihtiyaç duyulmaz. Dolayısıyla tanı konulması için kişiye yapılacak olan mikrobiyolojik bir muayene yeterli olur. Ayrıca doktor başka durumlardan şüphelenirse kişinin gözünden örnek alarak daha detaylı incelemelere de başvurabilir.

Konjonktivit Tedavisi Nasıl Olur?​

Tedavinin türü, hastalığın kaynağına göre değişiklik gösterir. Bakteri enfeksiyonu sebebiyle hastalığa yakalanan kişilere mutlaka antibiyotik kullanmaları önerilmektedir. Enfeksiyonun yayılmasını ve gözde kalıcı hasar meydana gelmesini önlemek amacıyla kişiye çeşitli damlalar ve kremler verilebilir. İlaç kullanma süresi genellikle bir hafta civarındadır. İlk günler aşırı derecede yüksek olan bulaşıcılık seviyesi zaman ilerledikçe azalır.

Viral konjonktivit yaşayan kişilerde ise antibiyotik tedavisi uygulanmaz. Bu duruma sahip olan kişilere genel olarak aktif bir tedavi biçimi uygulanmaz. Zira çoğu durumda kişinin yaşadığı hafif semptomlar birkaç gün içerisinde kendi kendine ortadan kaybolur. Ancak yine de enfeksiyonun diğer kişilere bulaşma riski oldukça yüksektir.

Dolayısıyla kişi enfekte olduğu süre boyunca sık sık ellerini yıkamalı ve başka insanlarla ortak kişisel bakım ürünleri kullanmamalıdır. Tedaviye gerek olmasa da, doktor kişiye gözlerini rahatlatması için çeşitli pomatlar ve göz damlaları reçete edebilir. Ancak kişi mutlaka doktor tarafından önerilen damla türünü kullanmalıdır. Aksi takdirde, tedavinin süresi uzayabilir.

Alerjik konjonktivitlerin (göz neslesi) tedavisinde asıl olarak alerjiye sebep olan faktör tespit edilmeye çalışılır. Bunun sonucunda kişinin durumuna uygun alerji önleyici ilaçlar, göz damlaları ya da pomatların kullanıldığı bir tedavi yöntemi benimsenir.