Dr. Josef Mengele

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

zeberus

Yeni Üye
Katılım
29 Ocak 2024
Mesajlar
73,996
Tepkime
1
Puanları
38
İtibar
0
Yaş
36
Coin
16
"Dr. Josef Mengele, 1911 yılında doğmuştur. Babası Karl Mengele, 1881 yılları ile 1959 yılları arasında yaşamıştır. Josef Mengele’nin 2 kardeşi vardı. Bunlar, Karl Mengele (1912-1949) ve Alois Mengele (1914-1974) idi. Josef Mengele, Münih’te filozofi okudu. Daha sonra çeşitli nedenlerden dolayı Münih’te okulu bırakıp, Frankfurt Üniversitesi’nde “Tıp” okumaya başladı. Daha sonra, Fiziksel Antropoloji ve Gen Bilimi üzerine yoğunlaştı.

1931 yılında 20 yaşına gelen Mengele, Stahlhelm (Çelik Kask) örgütüne katıldı. Daha sonra 1933 yılında SA üyesi oldu. 1937 yılında NSDAP’a katıldı. 1938 yılında SS’e katıldı ve 6 ay hafif dağ komandosu eğitimi aldı. 1949 yılından itibaren, 3 sene Waffen-SS’in tıbbi birimlerinde görev aldı. 1943 yılında, Doğu Cephesi’nde Ruslara karşı savaşırken ciddi biçimde yaralandı. Bu yaralanma olayından sonra yüzbaşı oldu ve gönüllü olarak Auschwitz’e gitti. 24 Mayıs 1943’de kampın tıbbi sorumlusu oldu. 21 ay kadar Auschwitz’de kalan Mengele, kamptakiler tarafından “Ölüm Meleği” olarak anılıyordu. Trenlerden inen esirleri çoğu zaman kendisi ayıklayıp işe yarayacakları seçiyordu.

Mengele, kamp tutsakları arasından "kobay" olarak seçilen yetişkinler ve çocuklar üzerinde, insan vücudunun acıya veya soğuğa ne kadar dayanabildiğini anlamak için korkunç deneyler yaptı. Deneylerinden bir tanesinin amacı, Atlantik’te denize düşen bir askerin kaç saat içerisinde öleceğini ölçmek içindi. Soğuk kış gününde, buz dolu sulara zorla sokulup bekletilen insanların, donmadan önce kaç dakika yaşayabildikleri test etti. Josef Mengele'nin denekleri üzerinde hiçbir anestezi yapmadan cerrahi operasyonlar yürüttüğü, örneğin insanların kollarını, bacaklarını veya midelerini canlı canlı kestiği bilinmektedir. Yaptığı deneyler bugün modern tıp tarafından birer artı olarak kabul ediliyor. Josef Mengele'nin en zalim deneyleri ise, kampa gelen ikiz çocuklar üzerinde oldu. Mengele, kampa gelen tüm ikizleri diğer tutsaklardan ayırmış ve üzerinde farklı deneyler yaparak kalıtımsal faktörlerin etkisini ölçtü. Ancak kullandığı metotlar inanılmaz derecede zalimdi. İkizlerin kanını, birbirine enjekte ederek tepkiyi ölçtü, çoğunda ikizlerin biri veya ikisi şiddetli ağrılar ve yüksek ateş yaşadı. Mengele, göz renginin kalıtsal olarak değiştirilip değiştirilmeyeceğini ölçmek istedi ve bu amaçla ikizlerin gözlerine mavi mürekkep enjekte etti. Çoğu denek, büyük acılar çekti ve bir kısmı kör oldu. Küçük çocuklara, çeşitli hastalıkların mikropları enjekte edildi ve bu hastalıklara ne kadar dayanabildikleri ölçüldü. Pek çok masum çocuk, Mengele adlı bu Nazi canavarının elinde işkence çekti, sakat kaldı veya öldü.

Josef Mengele’nin yaptığı bir diğer deney ise kampa gelen cücelerle olmuştur. Romanyalı beşi kız, yedi Yahudi cüce kardeş, İkinci Dünya Savaşı'nın en yoğun olduğu dönemde, Dr. Mengele'nin eline düştü. Rozika, Franziska, Avram, Frieda, Micki, Elisabeth ve Perla Ovitz kardeşler, doğuştan gelen cüceydiler. Onlar da diğer Yahudiler gibi yakalanıp Auschwitz Toplama Kampı'na getirildiler. Ovitz kardeşlerin boyu, "Pseudoachondroplasie" adı verilen hastalık nedeniyle uzamadı. Yedi cüce kardeş dışında, ailede üç de normal görünümlü kardeşin varlığından Polonya'daki Auschwitz Toplama Kampı'nda haberdar olan ünlü Nazi bilim adamı ve Ölüm Meleği unvanlı Dr. Mengele, cücelik ve devliğin genetik nedenlerini araştırmak için ideal deneklerini bulmuştu. Cüce kardeşler üzerinde ırk araştırmaları yaptı, litrelerce kan aldı. Kampa yeni gelenleri eleyen, gaz odasına gönderen Dr. Mengele, cüce deneylerinde 2 bin ve ayıklama işlemlerinde de 2 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Almanya ve kuşatılan topraklarda, toplam 284 toplama kampı içerisinde en büyüğü ve en korkuncu olarak bilinen Auschwitz Toplama Kampı'nda hayatta kalanlar, 27 Ocak 1945 tarihinde Sovyet birliklerin saldırısıyla kurtulmuştu. Dr. Mengele, "Güler yüzlü" olmasıyla da tanınıyordu. Kampa gelen esirleri seyrediyor, elinin tek işareti gaz odası ya da çalışma kampı demekti. Olumlu ya da olumsuz işaretlerini hep aynı gülümseyen ifadesiyle veriyordu. Yani ölüm ya da yaşamın hiçbir farkı yoktu onun için. Her ikisi de bir anlam ifade etmiyordu.

Savaşın bitmesi ile beraber Josef Mengele Arjantin’e kaçtı. Ardından, Paraguay ve Brezilya’da kaldı. 1979 yılında yüzerken felç geçirdi ve boğularak öldü. 1992 yılında bulunan kemiklerde yapılan testler sonucu kemiklerin Dr. Josef Mengele’ye ait olduğu ortaya çıktı."
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Üst Alt