Fransız İhtilali Osmanlı Devleti'ni Nasıl Etkilemiştir?

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
414,272
Çözümler
1
Tepkime
15
Puanları
308
İtibar
0
Yaş
36
Coin
252,565
Fransız İhtilali Osmanlı Devleti’ni Nasıl Etkilemiştir?
Fransız İhtilalinin Osmanlı Devleti’ne Etkileri


Sonuçları itibariyle sadece Fransa’nın değil dünya tarihinin de en önemli olaylarından biridir Fransız İhtilali… önemi ve etkileri itibariyle Yakın Çağ’ın başlangıcı olarak da kabul edilen Fransız İhtilalinin en fazla etkilediği bölge Osmanlı toprakları olmuştur.

1789 yılında Bastil Hapishanesinin basılıp buradaki mahkumların serbest bırakılmasıyla patlak veren Fransız İhtilali aslında halkın mevcut düzene tepkisi, bir “sabır taşması”dır. ancak eminiz ki sonuçlarının bu kadar infial yaratacağı, neredeyse bütün dünyayı etkisi altına alacağı, anlayış-düzen-fikir-düşünce-ideolojileri kökten değiştireceği kimsenin aklına bile gelmemişti…

İhtilal Öncesi Durum Nasıldı?: 1789 yani 18. yy. Avrupasının toplumsal yapısına bakıldığında, halkın kilise baskısı altında yaşadığı, sınıflı bir toplum yapısının olduğu, feodalite ile halkın ağır vergiler altında ezildiği bir manzara çıkar karşımıza. Hatta hemen hemen hepimizin duğduğu bildiği o meşhur “ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” cümlesi bu dönemde sarf edilmiş bir cümledir. Bu söz halkın durumundan haberdar olmayan Fransa kraliçesi Marie Antoniette’ye ait olduğu söylenir ancak bununla ilgili elde kesin bir kanıt yoktur. 5 mayıs 1789 tarihi başlangıç olarak kabul edilen Fransız İhtilali Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını değiştirdi. Fransa’nın toplum yapısında çok büyük eşitsizlikler vardı. Soylular ve papazlar sınıfı imtiyazlara sahipti. Ticaretle meşgul olan ve şehir merkezlerinde oturan burjuvalar ise zengin olmuşlardı. Hiçbir hakkı olmayan köylüler ise çalışmak ve vergi vermekten başka hiçbir hakka sahip değillerdi. Fransa Kralı XVI. Louis yaptırmış olduğu Versailles sarayında lüks içerisinde yaşıyor ve her türlü israfı yapmaktan geri kalmıyordu. tüm bu olumsuzluklar içinde dönemin aydın yazarları J. J. Rousseau, Voltair, Montesguieu halkı bilinçlendiriyordu.

takip eden olumsuz dönemde Fransız İhtilali patlak verdi. Siyasi, dinî, ekonomik nedenlerle meydana gelen ihtilal, Fransa’yı çok farklı yerlere taşıdı ve o tarihten sonra meydana gelen tüm milliyetçilik ayaklanmalarına temel teşkil etti.

Fransız ihtilali sonucunda, bazı yeni devletler kurulurken, bazı büyük devletler parçalandı. Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Rusya gibi devletler en olumsuz etkilenen devletler oldu.

İhtilalin en önemli mesajı “milletlerin kendi kaderini kendisinin belirlemesi” prensibi milletlerarası camiaya yerleşti. Osmanlı Devleti, Fransız İhtilalini Avrupa’nın iç meselesi olarak görüyor, hiç ilgilenmiyordu. Ancak Fransa’nın 1797’de, Yedi adalara el koyup Yunanlıları bağımsızlık için kışkırtmasıyla milliyetçilik prensibinin ve ihtilalin önemi ancak anlaşılabildi. Fransa, ihtilalden çok kısa bir süre sonra yayılmacı politikalar içerisine girmiştir.1792 yılında Fransa, yeni rejimini korumak ve rejimini ülkelere tanıtmak üzere doğal sınırlarının dışında savaşlara girişti. Bunun karşısında Osmanlı Devleti tarafsızlığını ilan etti. Fransa’nın Osmanlı’yı parçalamak isteyen Rusya ve Avusturya’yı yenmesi İstanbul’da sevinçle karşılandı. Fransa’nın isteğine rağmen Osmanlı Devleti bu yeni rejimi hemen tanımak istemedi. Osmanlı yöneticilerine göre Fransa’nın yeni rejimi Avrupa’nın sorunu idi. Osmanlı’nın Avrupa hukukuna dahil olmadığını öne sürüyorlardı. Osmanlı hükümeti ihtilal karşısında gerçekten tarafsız davranıyordu.

1793’te Fransa İstanbul’a olağanüstü elçiler göndererek, Fransa Cumhuriyet hükümetinin tanınmasını Osmanlı ile Fransa arasında anlaşma yapılmasını ve Osmanlı’nın savaşa girmesini istedi ama Osmanlı Devleti bunu reddetti. Çünkü Fransa’nın Cumhuriyetini tanımakla Avrupa’ya karşı cephe almak istemiyordu. Prusya Fransa’yı tanıdıktan sonra Osmanlı Devleti Fransa Cumhuriyetini tanıdı.

Bu tarihten sonra Fransa, Osmanlıyı Rusya ve Avusturya aleyhinde savaşa sokmak istiyordu. Osmanlı buna yanaşmadı. Napolyon orduları ile Avrupa’da bir çok orduları yenerek Compo Formio anlaşmasıyla üstünlüğünü kabul ettirdi.

Fransızlar gittikleri bütün yerlerde milliyetçilik akımlarını yayıyorlardı. Mısır’a girip çıkan Fransızlar Kölemenleri Osmanlı aleyhine kışkırttılar. Daha sonra da işgal ettiği yedi adadan çekilmesi üzerine bölgeye Ruslar geldi. Tıpkı Fransızlar gibi Ruslar da Rumları Osmanlı aleyhine kışkırtmaya başladılar. Diğer taraftan Ruslar Balkanlarda ulusçuluk faaliyetlerini yaymaya devam ettiler.

Fransızlar, propagandalarını çekilmiş oldukları bölgelerde, sürdürdüler. Türkçe, Rumca, Ermenice’ye tercüme ettikleri milliyetçiliğe ve Cumhuriyete dair eserleri özel adamları Akdeniz adalarına gönderdiler. Yunan isyanları 6 Mart 1821’de Eflak Buğdan’da başladı. Etnik-i Eterya bu faaliyeti yürütüyordu.

Fransa’nın çabaları ve zararlı faaliyetleri sonucunda, Osmanlı milleti olan gayr-i müslim Hıristiyan teb’a başta olmak üzere bir süre sonra müsüman teb’a devlete karşı isyan etmiştir.

1804 tarihinde Sırplar isyan etmişlerdir. 1821’de Morada isyan meydana gelecektir. 1830 yılında Yunanistan bağımsız olarak bir devlet kuracaktır.

Daha sonraları Fransızlar, Cezayir’i işgal edecekler ve bunun yanı sıra M. Ali Paşa’ya destek vererek Vali’nin devletine karşı cephe almasına sağlayacaklardır.

Rusya ise Balkanlarda Osmanlı aleyhine propaganda yaptığı gibi, Kırım’a girerek, Kırım’da yaşayan Türkleri bağımsızlık vaadetmek, girişmiş olduğu türlü entrikalarla Kırım’ı Osmanlı’dan ayırarak ilhak etmiştir. Artık büyük devletler Osmanlı’nın içişlerine müdahale ediyorlar ve her taraftan Osmanlıyı çökertmeye çalışıyorlardı. 1839 Tanzimat Fermanı ve daha sonra Avrupalı devletlerin baskıları sonucunda, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanıyla gayrimüslim tebaya çok geniş haklar veriliyordu. Bu ıslahat Fermanını, Osmanlı kabul etmek zorunda kalmıştır.

Çeşitli ırkları, farklı dinlere mensup milletleri bünyesinde barındıran Osmanlı Devleti için milliyetçilik akımı gerçek bir felaket olmuştur. Avrupalı devletlerin kültürel, ekonomik, siyasi ve askeri baskıları sonucunda Osmanlı Devleti her tarafında isyanların başladığı her devletin müdahalesinin olduğu bir devlet haline gelmişti. Tüm planlar Osmanlı’yı parçalamak için yapılıyordu. 1856 Islahat Fermanıyla gayrimüslim teb’aya birtakım haklar verdiyse de Avrupalı devletlerin isteklerinin ardı arkası kesilmek bilmedi. Rusya Balkanları, Fransa Cezayir’i, İngiltere, Kıbrıs ve Mısır, Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i, ilhak etmek için zikrolunan yerlere girmişlerdi. Osmanlı Devleti’nin ortaya attığı ve ne Osmanlıcılık ne de İslamcılık gibi projeler Osmanlıyı çöküşten kurtaramamıştır. Meşrutiyet’in ikinci kez ilan edildiği 1908 tarihinde Avusturya-Macaristan, Bosna Hersek’i topraklarına katmasının yanı sıra Bulgaristan’da bağımsızlığını ilan etmiştir. Osmanlılar bu durumu kabullenmek zorunda kaldılar. Tunus, Fas, Karada gibi bir çok ulus Osmanlı’yı karşı önceden isyan etmişlerdi.

İtalyanlar, Trablusgarb’ı işgal ederek Kuzey Afrika’daki son Osmanlı toprağını da aldılar. I. ve II.Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti bir çok toprağını kaybetti. Arnavutluk devleti bu savaş sonucunda imzalanan anlaşmalarla ortaya çıkmıştı. Milliyetçilik hareketlerinin artık önü alınamıyordu. 1870 ve 1871’de siyasi birliklerini tamamlayan İtalya ve Almanya tüm projeleri Osmanlı üzerine endekslemişlerdir. İtalya, Kuzey Afrika’yı egemenliğine aldı. Almanya ise Osmanlı Devletini bir Pazar olarak görüyordu.

I. Dünya Savaşına Almanya’nın yanında giren Osmanlı, savaştan yenilgiyle çıkınca bir çok toprağını kaybettiği gibi savaş sonunda da imzalanan Mondros Ateşkes anlaşmasıyla adeta itilaf devletlerine teslim olmuştu.

Osmanlı müslüman teb’ası olan Araplar, İngilizlerin ve Fransızların propagandası sonucunda I. Dünya Savaşında Osmanlı’yı arkadan vurdular. Osmanlı artık ata yurdu olan Anadolu’yu kurtarmak için çalışıyordu.

Sonuç olarak 1789’da ortaya çıkan milliyetçilik akımlarıyla ilgilenmeyen Osmanlı bu akımdan en çok zarar gören devlet olmuştur. 1922 yılına gelindiğinde artık Osmanlı Devleti tamamen parçalanmış, yeni milletler, yeni devletler ortaya çıkmıştır.
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Benzer konular

  • Soru
Fransız İhtilali ve Sonuçları Fransız İhtilali ve Nedenleri Fransız İhtilalinin Osmanlıya Etkisi Nedenleri: 1- Krallık rejiminin baskısı ve yönetimdeki bozukluk 2- Halkın; soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler olmak üzere sınıflara ayrılması 3- Fransız aydınlarından Monteskiyö, J.J...
Cevaplar
0
Görüntüleme
20
  • Soru
Osmanlı Devletinin Gerileme Devri Hakkında Bilgi Osmanlı Devletinin Gerileme Devri Osmanlı Devleti'nin Gerileme Devri: (1699-1792) 18 . YÜZYIL PADİŞAHLARI 1. II. Mustafa (1695-1703) - IV. Mehmet'in oğlu 2. III. Ahmet (1703-1730) - IV. Mehmet'in oğlu 3. I. Mahmut (1730-1754) - II. Mustafa'nın...
Cevaplar
0
Görüntüleme
55
  • Soru
19. Yüzyılda Osmanlı Devleti Konu Anlatım 19. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ 19. yüzyılda Osmanlı Devleti hızla dağılmaya başladı. Bunda Fransız İhtilali'nin sonuçları, Sanayi İnkılâbı ve kapitülasyonlar etkili oldu. A. FRANSIZ İHTİLALİ ve OSMANLI DEVLETİ'NE ETKİLERİ 1. Fransız İhtilali'nin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
51
  • Soru
18. Yüzyılda Osmanlı Devleti Konu Anlatım 18. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ A. SİYASİ OLAYLAR Osmanlı Devleti'nin 18. yüzyıl başlarındaki temel politikası Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybedilen yerleri geri almak için çalışmak olmuştur. Ancak Osmanlı Devleti bu konuda başarılı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
43
  • Soru
Fransız İhtilali Osmanlı Devletini Nasıl Etkilemiştir? Fransız İhtilali, Osmanlı Devleti üzerinde önemli etkiler bırakmıştır. Ekonomik ilişkilerde değişiklikler yaşanmış, toplumsal yapıda dönüşümler gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti, Fransız İhtilali’nin getirdiği fikirsel akımlarla etkilenmiş...
Cevaplar
0
Görüntüleme
25
Üst Alt