Tarih Yazıcılığı Nedir-Tarih Yazıcılıgı İle İlgili Bilgiler

Bu Alanı Sizin İçin Ayırdık !

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
414,272
Çözümler
1
Tepkime
15
Puanları
308
İtibar
0
Yaş
36
Coin
252,565
Tarih Yazıcılığının Gelişimi

1. Hikâyeci (Rivayetçi) Tarih


Bu tarz ilk olarak eski Yunan'da ortaya çıkmıştır. Başlangıçta ağızdan ağza dolaşan hatıralar şairler tarafından nazım tarzında söylenmekte ve bunlara "epos" adı verilmekteyken, Logograflar tarafından hikâyeleştirilerek nesre çevrilmişler ve arşivlerdeki malzemenin de ilavesiyle içlerine birtakım gerçekler de karışmıştır. Fakat yine de, Strabon'un ifadesiyle bunlar "epos" olmaktan kurtulamamışlardır. Logografların eserleri ne edebi, ne de tarihi eserlerdir. Sadece ilmi araştırma yolunu açan "basit kronikler"dir.
"Tarihin Babası" adıyla bilinen Herodotos her ne kadar Logografların yolundan gitmişse de, insanı merkez haline getirmiş olması ve kavrayış üstünlüğüyle onlardan ayrılır. Herodotos da hikâyeci tarih tarzını kullanmıştır. Fakat olayları peş peşe sıralamakla kalmamış, onları bir düzen içinde nakletmiş ve bir kompozisyon örneği vermiştir. Eserinde az da olsa siyasi görüşler vardır. Tenkit düşüncesine sahip olmamakla birlikte, gördükleri ile duydukları arasında bir ayrım yapmıştır.


2. Öğretici (Pragmatik) Tarih

Geçmiş olaylardan ders almak, gelecekteki yolu doğru çizebilmek, okuyucuya ahlaki ve milli duygular aşılayabilmek maksadıyla yazılan bu tarz eserler, öğretici bir mahiyet arz ettiklerinden "öğretici" veya "pragmatik" denilen tarihçilik akımı içinde yer alırlar. Bu tarzın önderliğini yapan kişi Thukydides'tir. Gerçek anlamda tarihçilik, onun "Pelopennesoslular ile Atinalıların Savaşı" adlı eseriyle başlamıştır. Bu eser sadece edebi bakımdan değil, metod ve zihniyet bakımından da daha önceki eserlerden çok farklıdır. Bu fark, eserin gerek konu, gerekse muhtevasında kendini göstermektedir. Eser zaman ve mekân bakımından sınırlandırıldıktan başka, sadece müellifin yaşadığı devrin olaylarına tahsis edilmiş; devlet, tarihi realitenin merkezi olarak görülerek, esas yerine getirilmiştir. Devlet düşüncesinin esasını siyaset teşkil etmesi dolayısıyla da Thukydides bir siyasi tarih yazıcısı olmuştur. Thukydides yetişme tarzı sebebiyle de, araştırmaya yeni bir anlam getirmiştir. Bu da "siyasi öğretim de faydalı olmak"tır. Böylece ilk defa olarak tarih biliminin sosyal bilimler içindeki yeri de tayin edilmiştir.
Burada amaç, faydalı olmak, tarih yoluyla tecrübeyi arttırıp bilgiyi çoğaltarak geliştirmek ve insanı başarılı kılmaktır. Bunun şartları ise:
1) Gerçeğe tamamen sadık kalmak,
2) Olay ve durumları anlatırken, aralarındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.

Geçmişi öğrenerek, bu bilgilere dayanarak şu anki durum ve gelecek hakkında hüküm vermek anca bu şekilde mümkündür. Tarih yazıcılığında bu tür, Thukydides’ten sonra diğer eski Yunan ve Roma tarihçilerince de benimsenmiş; Polybios, Plutarkhos, Tacitius, Machiavelli gibi yazarlar onun izinden gitmişlerdir. Pragmatik tarih yazıcılığının en belirgin özelliği, tarihte ün yapmış şahsiyetlere geniş yer verilmesi, bu kişilerin idealleştirilmesi, hatta adeta insanüstü varlıklar haline getirilmesidir. İslam tarihçiliğindeki "Siyer" kitapları bu tarza örnek olarak gösterilebilir. Thukydides'in açtığı çığır, tarihi gerçekleri ortaya koymak hedefini güttüğü halde, örnek olmak prensibiyle de hareket ettiğinden, bunu benimseyen müelliflerin eserlerinde hep zaferler ve parlak olayların işlenmesine özen gösterilmiş, başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları karşısında sessizlik tercih edilmiştir. Bu da öğretici tarzın en büyük zaafını teşkil etmiştir.

3. Araştırmacı Tarih

XIX. yüzyılda tarih yazıcılığı tarzında ciddi bir hamle yapılmış, olayların sade anlatım ve geleceğe matuf öğreticisi vasfı yanında, çıkış sebepleri, bunları hazırlayan amiller, çeşitli olayların sebep ve sonuç ilişkilerinin araştırılmasına başlanmıştır ki, böylece tarih bir bilim olma kimliğini kazanmıştır.
Dünyada cereyan eden olaylar, sadece yeri ve zamanı bakımından değil, cereyan tarzı, rol oynayan kişiler bakımından da farklılıklar gösterir. Şartların müsait olması halinde "benzer" olaylar cereyan edebilirse de "tarih tekerrür etmez". Yani, tarihi olaylar hiçbir zaman, aynı cins ve miktarda malzemelerin kullanıldığı laboratuar deneyleri gibi değildir. Her birinin özel şartları, değişik mekânları vardır. Bu olaylara karışan kişilerin karakterleri, olay sırasındaki halet-i ruhiyeleri, dış tesirler birbirinden farklıdır. Şu halde, gerçek manada bir tahlil için, bütün bunların derinliklerine inilip ayrı ayrı araştırılması gerekir.
Olayın oluşuna sebebiyet veren şartların araştırılması da ayrı bir önem taşır. Bir olayı sadece tek bir sebebe bağlamak hatalıdır. Coğrafi, sosyal, siyasi, iktisadi vs. şartların iyi incelenmesi gerekir. Bunların birinin görülüp, diğerlerinin ihmal edilmesi yanlış sonuçlara ***ürebilir. Yani, tarihin bir bilim sıfatını kazanabilmesi için tarihin diğer sosyal bilimlerle olan ilişkilerinin her zaman göz önünde bulundurulması, yerine ve zamanına göre onlardan yardım istemesi gerekir.
 

Yorum yapmak için hesap oluşturun veya giriş yapın

Yorum yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir

Hesap Oluştur

Topluluğumuzda bir hesap oluşturun. Bu kolay!

Giriş Yap

Zaten hesabınız var mı? Giriş yapın.

Benzer konular

  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Tarih biliminin kaynak çeşitleri, arkeolojik buluntular, yazılı belgeler, sözlü gelenekler, resimler ve haritalardır. Arkeolojik buluntular, geçmiş medeniyetlerin yaşam tarzını ve kültürel özelliklerini ortaya çıkarmak için kullanılır. Yazılı belgeler, tarihi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
51
  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Kişisel menkıbe nin anlamı nedir? Kişisel menkıbe, bireylerin yaşadıkları olağanüstü deneyimleri ve hayat hikayelerini anlatan bir türdür. Bu türdeki hikayeler, kişisel deneyimlerin aktarılmasında etkili bir araçtır. Kişisel menkıbenin anlamı, insanların...
Cevaplar
0
Görüntüleme
30
  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Fergani’nin Eseri Nedir? Fergani, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşamış önemli bir matematikçidir. Fergani’nin eseri, trigonometri alanında büyük bir etkiye sahip olan “Kitab al-Muhtasar fi Hisab al-Jabr wa’l-Muqabala” adlı eseridir. Bu eser, cebir ve denklem...
Cevaplar
0
Görüntüleme
40
  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Vikingler Çizgi Film İlk Ne Zaman? Vikingler çizgi filmi ne zaman yayınlanmaya başladı? Vikingler çizgi filmi ne zaman başladı? Vikingler çizgi filmi ilk bölümü ne zaman çıktı? Vikingler çizgi filmi ilk kez ne zaman televizyonda yayınlandı? Vikingler çizgi filmi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
32
  • Soru
Sevdiklerinle paylaşmayı unutma ! Gazi Katliamı Nerede? sorusu, Türkiye’de yaşanan acı bir olayın konumunu merak edenlerin aklını kurcalayan bir sorudur. Gazi Katliamı, 1995 yılında Ankara’da meydana gelmiştir. Bu korkunç olayda, terör örgütü PKK’nın gerçekleştirdiği bombalı saldırı sonucunda 69...
Cevaplar
0
Görüntüleme
45
Üst Alt